2 Ağustos 2022 Salı

URLA’DA AZ BİLİNEN SOYU TÜKENMEKTE OLAN BİR DEĞERİMİZ: KUM ZAMBAKLARI

 

 





URLA’DA AZ BİLİNEN SOYU TÜKENMEKTE OLAN BİR DEĞERİMİZ: KUM ZAMBAKLARI

İnsanın bazen burnunun ucundaki hazineden haberi olmuyor. Evimin hemen 100 metre ilerisinde koruma altına alınmış endemik kum zambaklarından tesadüfen haberim oldu. Güneş ışınları yatar yatmaz fotoğraf makinemi alıp fotoğraflamaya gittim. Ahşap kazıklara gerilmiş urganlarla korunmaya alınmış yaklaşık yüz metre kare büyüklüğünde bir alana yayılmışlardı. Koruma altına alındığını belirten paslanmış, boyaları atmış bir tabelanın dışında herhangi bir şey yok.

Sahildeki kafenin işletmecisinin verdiği bilgiye göre bu yıl geçen yıllara göre biraz daha bozulmuşlar. Ege Üniversitesi ve Urla Belediyesince koruma altına alınmış bu alanı içeren sahilde belediye ekiplerinin bilinçsizce, üniversitenin görüşünü almadan yaptıkları sezon öncesi sahil bakımında normal şartlar altında kum zambakları ile birlikte var olan ve kum zambaklarını dış etkenlerden koruyan dikensi bir bitki örtüsünü temizlemişler. Bu nedenle geçen yıla göre daha zayıf olduklarını belirtiyor Cemal Bey ve elinden geldiği kadar bu endemik alanı korumaya çalıştığını söylüyor.



Ağustos-Ekim arası Urla İskele sahillerine denizin tadını çıkarmak için gittiğinizde kızgın kumlar üzerinde bembeyaz çiçekli, güzel kokulu  bir bitki görürseniz sakın onu koparıp vazonuza koymaya kalkışmayın. O, umarsızca yapılaşmaya kurban edilen kumsalların arasında kendine yaşam bulmaya çalışan  kum zambağıdır.  

Kum zambağı (Pancratium maritimum), nergisgiller (Amaryllidaceae) familyasına ait, kıyı kumullarında yetişen soğanlı bir bitki türüdür. Tüm Akdeniz ülkelerinde ve Karadeniz’in güney kıyılarında yetişir. Bölgemizde ise en fazla Urla’ya bağlı Kalabak sahillerinde görülür.  Soğanlı çok yıllık otsu ve beyaz çiçekli bir bitki olup çiçekleri kokuludur. Kokusunu geceleri daha yoğun bir şekilde etrafa verir. Bilinçsiz yaklaşım sonucu soyu tehlike altına giren bitki türü olup  biyo-çeşitlilik bakımından korunması ve geliştirilmesi gereken bir türdür. Türe yönelik en önemli tehdit, kıyı bölgelerinde hızla yayılan yazlık konutlar, sivrisinekle mücadele için yapılan zirai ilaçlamalar ve insanların bilinçsizce bu çiçekleri koparmalarıdır. 

Yeşil yaprakları kışın ortaya çıkıyor ve çiçek açmadan önce kuruyorlar. Ağustos sonuna doğru şaşırtıcı bir biçimde kumdan uzun ince borular halinde yükselip açıyorlar. Ekim ayının sonlarına doğru tohuma dönüyorlar. Kuma düşen tohum en erken 3 ya da 4 yıl sonra çiçek verebilecek hale geliyor. Akdeniz’e özgü olan bu bitki türü yok olma tehlikesi ile karşı karşıya ve yurt dışına çıkarılması yasak. Ancak kumsalların turizme ve yazlık evlere açılması, bilgisizlik nedeniyle yerlerinden çalı çırpı sanılıp sökülmesi bir yana asıl önemli bir başka şey ise çiçeklerin doğru döllenmesi  için Latincesi Lepidoptera olan bir tür kelebeğin bu işlemi yapması gerekiyor. Suni yoldan dölleme işe yaramadığı gibi çiçek kendi tozları ile de döllenemiyor. Ne yazık ki sivrisineklere ve haşerelere karşı aşırı ilaçlama bu böceğin de soyunu tehlikeye atmış durumda. Ve eğer bu böcek yok olursa kum zambakları da yok olma riski ile karşı karşıya demektir.  Böylece insanoğlu doğanın yüzyıllardır dünyayı güzelleştirmek için çaba harcadığı bir bitki türünü daha beton bina yapmak uğruna ortadan kaldıracaktır. Özellikle Ağustos sonu-Eylül ayında Urla İskele ’ye bağlı Kalabak taraflarında denizin keyfini çıkarmak için geldiğinizde tükenmeye yüz tutmuş olan kum zambaklarını ziyaret etmeyi unutmayın.

Yazı ve Fotoğraflar:Mehmet Cengiz TÜMER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder