URLA’DA
AZ BİLİNEN SOYU TÜKENMEKTE OLAN BİR DEĞERİMİZ: KUM ZAMBAKLARI
İnsanın
bazen burnunun ucundaki hazineden haberi olmuyor. Evimin hemen 100 metre
ilerisinde koruma altına alınmış endemik kum zambaklarından tesadüfen haberim
oldu. Güneş ışınları yatar yatmaz fotoğraf makinemi alıp fotoğraflamaya gittim.
Ahşap kazıklara gerilmiş urganlarla korunmaya alınmış yaklaşık yüz metre kare
büyüklüğünde bir alana yayılmışlardı. Koruma altına alındığını belirten
paslanmış, boyaları atmış bir tabelanın dışında herhangi bir şey yok.
Ağustos-Ekim arası Urla İskele sahillerine denizin tadını çıkarmak için gittiğinizde kızgın kumlar üzerinde bembeyaz çiçekli, güzel kokulu bir bitki görürseniz sakın onu koparıp vazonuza koymaya kalkışmayın. O, umarsızca yapılaşmaya kurban edilen kumsalların arasında kendine yaşam bulmaya çalışan kum zambağıdır.
Kum
zambağı (Pancratium maritimum), nergisgiller (Amaryllidaceae) familyasına
ait, kıyı kumullarında yetişen soğanlı bir bitki türüdür. Tüm Akdeniz
ülkelerinde ve Karadeniz’in güney kıyılarında yetişir. Bölgemizde ise en fazla
Urla’ya bağlı Kalabak sahillerinde görülür. Soğanlı çok yıllık otsu ve
beyaz çiçekli bir bitki olup çiçekleri kokuludur. Kokusunu geceleri daha yoğun
bir şekilde etrafa verir. Bilinçsiz yaklaşım sonucu soyu tehlike altına giren
bitki türü olup biyo-çeşitlilik bakımından korunması ve geliştirilmesi
gereken bir türdür. Türe yönelik en önemli tehdit, kıyı bölgelerinde hızla yayılan
yazlık konutlar, sivrisinekle mücadele için yapılan zirai ilaçlamalar ve
insanların bilinçsizce bu çiçekleri koparmalarıdır.
Yeşil
yaprakları kışın ortaya çıkıyor ve çiçek açmadan önce kuruyorlar. Ağustos
sonuna doğru şaşırtıcı bir biçimde kumdan uzun ince borular halinde yükselip
açıyorlar. Ekim ayının sonlarına doğru tohuma dönüyorlar. Kuma düşen tohum en
erken 3 ya da 4 yıl sonra çiçek verebilecek hale geliyor. Akdeniz’e özgü olan
bu bitki türü yok olma tehlikesi ile karşı karşıya ve yurt dışına çıkarılması
yasak. Ancak kumsalların turizme ve yazlık evlere açılması, bilgisizlik
nedeniyle yerlerinden çalı çırpı sanılıp sökülmesi bir yana asıl önemli bir
başka şey ise çiçeklerin doğru döllenmesi için Latincesi Lepidoptera olan
bir tür kelebeğin bu işlemi yapması gerekiyor. Suni yoldan dölleme işe
yaramadığı gibi çiçek kendi tozları ile de döllenemiyor. Ne yazık ki
sivrisineklere ve haşerelere karşı aşırı ilaçlama bu böceğin de soyunu
tehlikeye atmış durumda. Ve eğer bu böcek yok olursa kum zambakları da yok olma
riski ile karşı karşıya demektir. Böylece insanoğlu doğanın yüzyıllardır
dünyayı güzelleştirmek için çaba harcadığı bir bitki türünü daha beton bina
yapmak uğruna ortadan kaldıracaktır. Özellikle Ağustos sonu-Eylül ayında Urla
İskele ’ye bağlı Kalabak taraflarında denizin keyfini çıkarmak için
geldiğinizde tükenmeye yüz tutmuş olan kum zambaklarını ziyaret etmeyi
unutmayın.
Yazı
ve Fotoğraflar:Mehmet Cengiz TÜMER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder