Akdamar Adası ziyaretimizin ardından Altın Oran Sanat ve Düşünce platformunca Sayın Dr. Haluk Uygur rehberliğinde düzenlenen Van Gölü gezisine katılmamdaki en büyük nedenlerden biri olan Nemrut Krater Göllerine yani Nemrut Kalderasına doğru yola çıktık. Yol boyunca süren yağmur Tatvan’a ulaştığımızda durdu ama gökyüzü yine karabulutlarla kaplı. Aracımızı Nemrut Kalderasına çıkan yolun kavşağındaki akaryakıt istasyonuna bırakıyoruz ve daha küçük iki minibüse aktarma yapıyoruz. Yaklaşık yarım saat sürecek 20 kilometrelik bir yolumuz var. Kıvrıla kıvrıla düzgün bir yoldan tırmandıkça, ara ara verdiğimiz fotoğraf molalarında havanın soğuduğunu hissediyoruz ve her molada üstümüze bir kat daha giysi giyiyoruz. Küçük gölü ve Büyük Gölü aynı noktadan görebileceğimiz kalderanın sırtına geldiğimizde artık tüm giysilerimiz üzerimizdeydi ve hava buz kesmişti.
Ilı Gölün
kıyısında geçip öncelikle Büyük Göle giderken biraz da bilgi verelim.
Nemrut Gölü,
dünyanın ikinci, Türkiye'nin en büyük krater gölü olup, adını MÖ 2100'de
yaşamış Babil Hükümdarı Nemrut'tan almıştır. Van Gölü havzasının batısında,
Bitlis ilinin Tatvan, Ahlat ve Güroymak ilçeleri arasında yer almaktadır
Nemrut'ta
patlamalar sonucunda oluşan kraterin ağız genişliği 48 km2, taban genişliği 36
km² dir. Nemrut kalderasında deniz seviyesinde 2.247 m yükseklikteki krater
alanı içinde ikisi büyük toplam 5 tane göl bulunmaktadır. Derinliği ortalama
100 m ve en derin noktası 155 m'dir. Göl çevresindeki sıcak sular ve kaplıcalar
volkanik faaliyetlerin son izleridir. Kar ve kaynak sularıyla beslenen ve yer
yer derinleşen Nemrut Gölünün suları soğuk ve tatlıdır. Su örneklerinin analizi
berrak, renksiz, kokusuz ve normal içme suyu lezzetinde olduğunu göstermiştir.
Suyu, radyoaktivite açısından, normal sınırlardadır. pH asitlik derecesi 7,4
ile hafif alkalidir. Nitoplankton bakımından oldukça zengin olan Nemrut
Gölü’nde 1986 yılında az sayıda bırakılan aynalı sazan balığı, kısa sürede
çoğalmış ve balıkçılık yapılabilecek seviyeye gelmiştir Burada farklı bölgelere
ait bitkilerin bir arada yaşamaya devam etmesi, göl seviyelerinin hemen hemen
sabit kalması, yağış ve buharlaşma dengesinin kurulmuş olması, buranın bir
mikroklimaya sahip olduğunu göstermektedir.
Nemrut
kraterinin oluşumunun Pliyosen jeolojik döneminde Doğu Anadolu’da tektonik
sıkışmaya bağlı olarak gelişen bir genişleme çatlağı ile başladığı
sanılmaktadır. Yaklaşık 40 km2lik bir yüzölçüme sahip Nemrut Kalderası,
Türkiye'nin volkanizma faaliyetleri açısından, en karakteristik ve en orijinal
yeryüzü şekillerinden birisidir. Nemrut Kalderası tabanının batı yarısı göl ile
kaplıdır. Zirvede ikisi devamlı, üçü mevsimlik olmak üzere beş göl
bulunmaktadır. Nemrut göllerinin en büyük olanı yarım ay şeklindeki Nemrut
Gölü’dür. Bunlar Küçük Göl, Ilı Göl ya da Yeşil Göl, Büyük Göl ya da Mavi
Göl’dür.
Yazı ve Fotoğraflar:
Mehmet Cengiz Tümer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder