BU DA CABASI; HEİDELBERG
Öğle saatlerini biraz geçe Würzburg'ta Romantik Yol
turumuzu bitirdikten sonra Dönüş ayağımız Frankfurt'a geçmeden önce yolu biraz
uzatıp Almanya'nın en romantik kenti (Wege der
Romantik) diye de anılmakta olan Heildelberg'i de romantik turumuza eklemek...
Tam da Cabası da benden denilecek bir durum oldu.
Heielberg'i programa eklemek Sevgili
Sema ÜNAL'ın fikriydi, Şengül'ün bir arkadaşının da orada olması Heidelberg'i
programa almamızı kaçınılmaz yaptı. Würzburg'tan ayrıldıktan sonra zorlu bir
yolculukla - otabanın bir bölümünde korkunç bir trafik yoğunluğu vardı- saat
16.00 gibi Heidelberg'e vardık. Kısa bir beklemeden sonra Sveta ve annesiyle
buluşuyoruz. Önce yemek yememiz gerek. İstasyonun yakınlarındaki meydanda bir
restorana oturuyoruz. Yemeğimizi yerken sınırlı vakit içinde yapabileceğimiz
programı netleştiriyoruz. Yemeğimiz yedikten sonra 5 nolu otobüsle Eski Şehir'e
- Altstadt - gideceğiz,
Altstadt'ı, Üniversiteyi, ve Alte Bruck'ü gördükten sonra otoparktan
araçlarımızı alıp kaleye çıkacağız.
Keyifli bir yemek sonrası programımızı
uygulamaya koyuluyoruz. Yaklaşık bir on dakika yolculuktan sonra Sveta'nın
söylediği durakta iniyoruz. Sveta ve annesi bisikletleriyle bizden önce gelmişler,
onlar bisikletlerini kilitledikten sonra Altstadt'a giriyoruz. İzmirliler için
bizim Kıbrıs Şehitleri, İstanbullular için İstiklal caddesi benzeri bir cadde.
Sağlı sollu marka mağazalar, caddenin sonunda gözüken iki kuleye doğru
yürüyoruz. Sağa açılan sokaklar ormanla kaplı yamaçlara bakıyor sola açılan sokaklar
ise Neckar nehrine.
Heidelberg II. Dünya Savaşı'ndan sonra,
Almanya'nın savaştan yıkılmadan kalmış olan ender kentlerinden biridir. Savaş
sonrasında Amerikan işgal bölgesinde kalan şehir, uzun yıllar Amerikan Ordusu
tarafından askeri üs olarak kullanılmıştır. Bugün özellikle kentin eski şehir
(Altstadt) ve Sarayı, Unesco tarafından dünya insanlık mirası listesinde
bulunmaktadır.
Sağdaki sokaklardan birinde eski üniversite binasını
ve biraz ilerde sağ tarafta devasa yapısıyla üniversite kütüphanesini
görüyoruz. Heidelberg bir üniversite şehri.
Üniversite Binası
Üniversite Kütüphanesi
1386'de kurulmuş Almanya'nın en eski
üniversitesi olan Heidelberg Üniversitesi bu şehirdedir. Bir gezginin notlarında okuduğum
öğrenci hapishanelerini Sveta'ya soruyorum , bilmiyor. Anlatıldığına göre
disiplin cezası alan öğrenciler bu hücrelere kapatılırmış, kuru ekmek su
verilir, ders saatlerinde tünellerden derslere gelir ve ders bitimi tekrar
hücrelerine dönerlermiş. Zamanımız sınırlı olduğu ve saatte 17.00 yi geçtiği
için hiç soruşturmadan gezimize devam ediyoruz. Yolun genişlediği yerde solda
Altebruck'e inen sokak, , şehrin en ünlü kilisesi Heiligegeistkirche. ve onun hemen karşısında bugün otel olarak kullanılan
Heidelberg'in en eski binası var. Biz Köprü'ye doğru yöneliyoruz, bir kaç
dakika sonra iki kuleli girişten solumuzdaki maymun heykelini selamlayıp
köprüye giriş yapıyoruz. Neckar nehri altımızda nazlı nazlı akıyor, güneş yavaş
yavaş yatmaya başladı, güneşin yumuşayan ışıkları karşımızdaki ağaçlarla kaplı
tepede kırmızı tuğlalardan yapılmış kaleyi daha muhteşem yapıyor.
En eski binası
Altebrucke
Neckar nehri
Fotoğraf molası sonrası Neckar nehri
boyunca tekrar şehir merkezine otoparka doğru yürüyoruz. Araçlarımızı alıp
navigasyonun yardımı ile kaleye tırmanıyoruz. Kalenin müze kısmı kapalı,
ormanın içindeki filozoflar yolunda yürüyerek Nectar nehrini, Altebruck (anılan köprünün asıl adı Carl-Theodor Brücke'dir.) ve
Heidelberg'i seyrediyoruz. Fotoğraf için yanlış zamandayız, çünkü güneş tam
karşımızdan batıyor ve ters ışıkta bu güzel manzarayı fotoğraflamak uygun
olmuyor.
Sveta ve annesine teşekkür edip şehir merkezine
bıraktıktan sonra bu güzel şehire veda ediyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder