5 Ağustos 2014 Salı

ROMANTİK YOL BÖLÜM 1

ROMANTİK YOL
1. GÜN
 





MÜNİH'TEN OBERAMMERGAU'YA

Nisan ayında planlayıp programlayıp, uçak biletlerini aldığımız ve otel rezervasyonlarını - hatta Budget'ten araç rezervasyonunu - yaptırdığımız Romantik Yol gezimiz için geri sayım bitti ve 28 Temmuz 2014 geldi çattı.
Son hava durumunu da alıp sabah 07.30 da Adnan Menderes Havaalanında buluştuğumuz da bizi bir sürpriz bekliyordu. Bizler check-in'imizi yapmış Sevgili Sema Ünal ve oğlu Hikmet'in check in yapmasını bekliyorduk. Check in'leri biraz uzunca sürdü ve tamamlanmadan Sema yanımıza geldi. Sema gelemiyordu. Uzun bir süredir işlerinin yoğunluğu, annesinin rahatsızlığı ve üç gün önce vefatı derken bu koşuşturmada yeşil pasaportunun geçerlilik süresinin dolduğunu kontrol etmemiş. İstanbul'a kadar bize eşlki ediyor. İstanbul'da bize veda ediyor ve biz bir kiki eksikle Romantik yolculuğa biraz buruk başlıyoruz.

Münih'e vaktinde iniyoruz. Yandaki peronda Emirates'in dev bir uçağı duruyor. Pasaport kontrolüne geldiğimizde güruh halinde Emirates'in Arap yolcularını görüyoruz. Biz de güruhun sonunu eklenip yavaş yavaş ilerliyoruz. 4 -5 çarşaflı kadın ve 7 - 8 çocuktan oluşan guruplar halinde en öndeki erkeğin elinde 8 - 10 pasaport, pasaport polisine ilerliyorlar. Bir gurup bittiğinde kuyruk hızlı bir şekilde yürüyor. Bizler şaşkınlık içinde Münih'e mi geldik yoksa Dubai'ye mi geldik ayırdını yapmaya çalışıyoruz.

Pasaport kontrolü sonrası Yarim saatlik bir sıra beklemeden sonra Budget'ten kiraladığımız araçları alıyoruz. Günlük güneşlik bir Münih öğleden sonrası Romantik Yol turumuz başlıyor. İlk hedefimiz bu akşam konaklayacağımız OBERAMMERGAU.
Münih'ten çıktıktan sonra bizim Karadenizi andıran bir ortamda iki yanımız orman ve çayırlar içinde bir yolda keyifle ilerliyoruz. Oberammergau'ya girerken yağmur başlıyor.




Yeşillikler içinde tertemiz yolları, duvarları resimlerle bezenmiş, tahta balkonlu, dik çatılı evleri ile bir vadiye kurulmuş sevimli küçük bir kasaba/ köy Oberammergau.Kalacağımız otel de yine bu mimaride 350 yıllık bir yapı. Otele yerleştiğimize göre size biraz Romantik Yol ( Romantic Road, Romantik Strase)'dan bahsedeyim kısaca.
Romantik yol,  Münih'in güneyinde Füssen 'den başlayıp yaklaşık 23 -24 tarihi ortaçağ köy/kasaba/ şehrini kapsayan; tarihi ve doğal dokusu korunmuş şato ve saraylar arasından geçen, sanat ve kültürün yanı sıra tarih açısından da ilginç noktalar oluşturan yaklaşık 450 km'lik bir rota. Yerleşim yerlerinin dışında aradaki yolda tam anlamıyla birer romantik yol. Ormanlar, çayırlar, dereler, akarsular ve göller...
 
Hava henüz kararmadan bu güzel kasabanın yollarında inceden yağan yağmurun altında romantik bir yürüyüş yapmak ardında yerel bir birahanesinde yerel biraların tadına bakmak için otelden ayrılıyoruz. Tertemiz sokaklar, düzenli bahçeler, herbiri birer yağlı boya tablo tadında iki katlı bahçeli evler. Sokaklarda pek kimse yok, dükkanların ve mağazaların çoğu kapalı, sessiz, sakin ve huzur dolu. Küçük kasabanın kuzeyini bir çabuk dolaşıp bir kafeye oturuyoruz. 
Biralarımızı söylüyoruz. Karşı masada bizim rahmetli Can Yücel'e benzer bir amcam ve arkadaşı oturuyor. Tam fotoğraflık... Aydan'ın fotoğrafını çeker gibi çaktırmadan bir portre alayım diyorum ama olmuyor, netleme sorunu çıkıyor. Amcamla da bir kaç kez göz göze geldik, sanırım o da anladı niyetimi. En iyisi izin alıp çekmek, elçi olarak çatpat Almanca bilen Şengül'ü yolluyorum ben de peşine takılıyorum. Amcam kabul ediyor önce Şengül'le, sonra da tek başına güzel bir portresini çekiyorum.

  
   Oberammergaulu Can Baba                                                                                                                                                           
Biralamadan sonra temiz yağmur kokusunu içimize çekerek otel resepsiyonunun ( resepsiyon dediğim 65 - 70 sevimli bir karı - koca ) önerdiği restorana geçiyoruz. Yemyeşil bahçe içinde camlarla çevrili bir kış bahçesi atmosferinde çok lezzetli akşam yemeğimizi yiyoruz.

B
Sabah üçyüzelli yıllık dolabın eşliğinde yerel mobilyalarla donanmış yemek salonunda kahvaltımızı yaptıktan sonra programımız kasabanın güneyini de şöyle bir dolanmak. Ara ara çiseleyen yağmurla birlikte pencereleri ve ahşap balkonları petunyalarla, sardunyalarla rengarenk sessiz sokaklarda huzurla dolaşıyoruz.

Kasabanın doğusunda ve batısında iki sivri tepe ve her ikisinin de üzerinde birer dev haç var. Zaman zaman sislerin ardında kayboluyor sis dağılınca ortaya çıkıyorlar. Yamaçlar yemyeşil..., sokaklar tertemiz bir tek çöp görmüyorsunuz. Sokaklarda bisikletle dolaşan bir kaç kişi, okula gitmek için yola çıkmış bir kaç öğrenci. Tam yaşanası bir yer...


 

Ama Bavyera Kralı II. Ludwig, Linderhofta bizi bekler. Bugünkü programımız dolu. Önce Linderhof, ardından Avusturya'ya geçip Plansee göölünün kenarında bir kahve molası ve ardından yine Kral II. Ludwig'in yaptırdığı yöre halkının Walt Disney şatosu dedkleri " Neuschwanstein " yani " Yeni Kuğu Kayası " sarayı görülrcek.


Oberemmergau'nun hemen çıkışında Linderhof / Plansee sapağından sağa sapıyoruz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder