6 Ekim 2009 Salı

Bolzano - İlk İzlenimler

Bolzano da on birinci günümü dolduruyorum. Bu arada ders seçimiydi, evrak işleriydi, oturma izniydi derken çok fazla gezme fırsatım olmadı. En azından fotoğraf çekme fırsatım olmadı yoksa bu işlemler için epey gezdim Bolzano da.

Bolzano internet kaynaklarına göre 50000, yaşayanlarına göre 90000 nüfuslu küçük bir şehir. Aslında şehir demek için de küçük ama. İtalyanın Avusturya sınırına çok yakın olan bu bölgede iki dil kullanılıyor: Almanca ve İtalyanca. Bölgedeki bütün tabelalar, istasyondaki anonslar, şehir isimleri bu iki dilde birden yazılıyor, okunuyor. Marketlerde ve kafelerde çalışanların çoğu iki dili de bilse de bazen İtalyanca bilmeyene denk gelmeniz olası.

Bolzanonun gezilecek çok fazla yerin yok açıkçası. İçinde duomonun da bulunduğu Waltherplatz (Piazza Walther) , istasyon parkı tarihi merkezde görmeniz gerekenlerden. Cumartesi günleri kurulan pazarı ise Yeni Bolzano denen kısımda kalıyor. Henüz pazarına gitme fırsatım olmasa da Bolzano ile ilgili çoğu kaynakta adı geçiyor bu pazarın. Biraz ünlü yani.

Bolzanoda bütün görülmesi gereken yerleri iki saat içinde bitirebilirsiniz ama o doğayı içinize sindirmek için iki saat yetersiz kalır. Dört tarafı dağlarla çevrili bu şehirde temiz havanın tadını doya doya çıkarabilirsiniz. Halkın büyük kısmı bisiklet kullandığı için şehir içinde araba çok fazla rastlanan bir görüntü değil. Sadece halk otobüsleri var. Ve her köşe başında bisiklet parkları.

Dört tarafı dağlarla çevrili demişken gündoğumu ve günbatımına değinmemek olmaz. Ne yazık ki burada günbatımının çok güzel bir görüntüsü olduğunu iddia edemem. Saat henüz üç buçuk dört iken güneş henüz güçlü iken dağların arkasına saklanıyor. Ve sabahları da saklandığı dağların arkasından çıkmak bilmiyor. O yüzden ben Bolzanoya "Ufku olmayan şehir." diyorum.

Bolzanonun bir özelliği de içinde üç tane farklı dağa çıkan üç farklı teleferik olması. Şimdiye kadar sadece yurduma en yakın olanını kullanıp Soprabolzano köyüne çıktım. Köyün adı Yukarı Bolzano gibi bir anlama geliyor Türkçeye çevirirsek. Burası da çok kısa zamanda gezebileceğiniz bir köy. İlginç yanlardan biri ise burada İtalyanca bilen kimseye rastlamadım. Öyle ki oturduğumuz kafede İtalyanca sipariş vermeye kalkınca bize İtalyanca bilmediklerini İngilizce olarak belirttiler ve İngilizce anlaştık. Bu köyden diğer köylere kalkan küçük ahşap vagonlu bir tren mevcut.

Bolzano hakkında şimdilik gözlemlediklerim bunlar burada geçen 10 ayın sonunda daha ayrıntılı bir yazı yazmak dileğiyle..

Soprabolzano fotoğrafları için : http://www.facebook.com/album.php?aid=111029&id=550013088 (not: Teleferik görüntüleri başlayana kadar olan fotoğraflar Bolzano dan)

5 yorum:

  1. Bolzano'yu sevdim. Resimlerde de güzel görünüyor. Blog!a upload etmek zor değil. Diğer yazıları okursan eğer, detaylı olarak anlattım nasıl yapılacağını. Kuzey İtalya'nın bol oksijenli havası burnuma geldi sayende. Özendim vallahi.

    YanıtlaSil
  2. "ufku olmayan şehir" çok güzel ve şairane bir tanımlama, bunu başlangıç kabul edelim ve ilerki günlerde bolzano ve ççevresini - güney tirol'ü senden izlemeye devam edelim. bülent abinin dediği gibi yazıları fotoğraflandırırsan daha çekici olur.

    YanıtlaSil
  3. Aslında yazının başlığını "ufku olmayan şehir" yapacaktım ama fazla melankolik ve kötü bir tanımlama olur gibi düşündüm. Güzel sayılabilecek bir şehir için. Bir dip not Bolzanoda geceleri ve pazarları açık bir yer bulma imkanınız sıfıra yakın. Sadece Erkan adında bir Türkün işletiği König Café & Bar açık oluyor.

    YanıtlaSil
  4. "UFKU OLMAYAN ŞEHİR: BOLZANO
    İLK İZLENİMLER" olarak değiştirebilirsin.

    YanıtlaSil
  5. Ben de Bolzano'yu sevdim...
    Sana yakın bir bölgede, Bolzano'nun hemen güneydoğusunda (65 km) Moena olmalı... İtalya'daki "Türk Köyü" olarak anılıyormuş. Bence bu yıl, oraya da yolunu düşürmelisin...

    YanıtlaSil